Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, “Enflasyon yılın ikinci yarısından itibaren düşmeye başlayacak. Net olarak enflasyonla mücadele önemlidir, yüksek büyüme için enflasyonun düşürülmesi elzemdir. Biz de bunun farkındayız ve ciddiye alıyoruz.” dedi.
Şimşek, TRT Haber’de katıldığı programda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Muhalefetin, Türkiye’nin sadece inşaat sektörü üzerinden büyüdüğü iddialarını yanıtlayan Şimşek, ülkenin 1924-2002 yıllarında ortalama yıllık büyümesinin yüzde 4,7 olduğunu, küresel krize, Ortadoğu’daki kaosa rağmen AK Parti hükümetleri döneminde ise yüzde 5,7 büyüdüğü söyledi.
Şimşek, “Geçmişte hiçbir 15 yıllık dönemde böyle bir büyüme yok. Çok net, güçlü bir şekilde büyüme performansı.” diye konuştu.
Türkiye’nin bu dönemde tarımdan turizme, eğitimden savunmaya birçok alanda atılımlar gerçekleştirdiğini vurgulayan Şimşek, şöyle devam etti:
“Vatandaş bu dönemde finansmana erişti, kredi ucuzladı. Biz enflasyonu 1990’lı yıllardaki ortalama yüzde 70’ten yüzde 10 ve altına düşürünce vatandaşımız finansmana erişti, konut satın aldı. Eğer onu eleştiriyorlarsa ayrı bir konu, o vatandaşın tercihi. ‘Betona yatırım yapıldı’ deniliyor, Türkiye helikopterini hangi dönemde üretti? Türkiye AK Parti hükümetleri döneminde kendi savaş helikopterini üretti, şu anda dünyaya ihraç ediyoruz. İnsansız hava aracı beton mu? Bu, AK Parti hükümetleri döneminde üretildi. Türkiye bugün kendi uydusunu üretiyor. Uydu, yüksek katma değer değil mi?”
Şimşek, Türkiye ekonomisinin her alanda geliştiğini, büyüdüğünü vurgulayarak, “Türkiye, dünyaya göre daha hızlı büyüdü, rakamlar ortada. Bizim rakamlarımıza inanmıyorlarsa IMF, Dünya Bankası rakamları orada, baksınlar. Türkiye bu büyümeyi, sektörel çeşitlendirmeyle sağladı.” değerlendirmesinde bulundu.
Muhalefetin Türkiye’nin borç yüküne ilişkin iddialarına da yanıt veren Şimşek, şöyle konuştu:
“Türkiye’de vatandaşın, bankaların, şirketlerin, devletin hepsinin toplam borcunun milli gelire oranı yüzde 142. Bize benzer gelişmekte olan ülkelerde bu oran yüzde 211. En az borçlu ülkelerden birisiyiz. Gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 390. Dünyanın ortalaması yüzde 320 civarı. Kamunun borcunun milli gelire oranı yüzde 28. Bu oran, 2002 yılında yüzde 70’in üzerindeydi. Bu oran bize benzer ülkelerde geçen sene yüzde 49, dünya ortalaması yüzde 82.”
Meksa Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Figen Özavcı Gümülcineli piyasalardaki son satış dalgasında bir çok gelişmenin etkili olduğunu söyledi. Özavcı “Kredi derecelendirme kuruluşlarının açıklamaları ve içeride yaşananların yanı sıra Merkez Bankası’nın faiz artışından sonra aşağı yönlü büyüme revizyonlarla satış baskısı vardı, o baskının devam ettiğini görüyoruz.
Euro/Dolar ‘da bugün ciddi hareket olduğunu hatırlatan Özavcı “Bu ayki Avrupa Merkez Bankası toplantısında varlık alımıyla ilgili karar çıkabileceğine dair açıklama vardı..Parite yukarıdayken dolar hala 4.60’ın üzerinde..” diye konuştu.
“HAZİRAN SONUNA KADAR TEDİRGİNLİK SÜRER”
Yarınki Merkez Bankası toplantısına dair kafa karışıklığı da olduğunu kaydeden Özavcı şu değerlendirmeyi yaptı;
“Bazıları faiz artışı beklemezken bazısı düşük faiz artışı bekliyor, yani kafalar karışık, ben Haziran bitene kadar yatırımcı tarafında netlik beklemiyorum.
Haftaya Fed toplantısı var, Fed toplantısında faiz artışı beklentisi yüksek. AMB toplantısı ve içeride seçim var yani haziran genel anlamda karışık. MB’nin hamleleri piyasalarda gerektiği reaksiyonu yaratmamış görünüyor. O yüzden piyasada bir tedirginlik var ve bu tedirginliğin Haziran sonuna kadar giderileceğini düşünmüyorum”
Altın fiyatları, Fed’in faiz artırımı kararı çıkması beklenen gelecek haftaki toplantısı öncesi bant seyrini sürdürmeye hazırlanması ile bilrikte, ons başına 1,300 dolar seviyesinin altında dalgalandı.
Spot altın, Salı günü yüzde 0.3 yükseldikten sonra Londra saati ile 10:22’de 1,295.13 dolar seviyelerinde seyrediyordu.
ABD para biriminin G10 ülkelerinin paraları karşısındaki seyrini gösteren Bloomberg Dolar Spot Endeksi yüzde 0.1 geriledi.
Aralarında Carsten Fritsch’in de bulunduğu Commerzbank analistleri, “Altın tekrar 1,300 dolar seviyesi ile mücadele ediyor,” dedi ve “Fiyatlar bu seviyeyi kalıcı bir şekilde geçemiyor, ancak bu hareket kısmen yaklaşan Fed toplantısından dolayı. Fed gelecek hafta büyük ihtimalle faiz artıracak ve bu karara dek altın muhtemelen kaydadeğer bir yükseliş gerçekleştirmeyecek” şeklinde görüş bildirdi.
Oanda Corp.’un işlemler müdürü Stephen Innes ise, “Riskten kaçınma eğilimi olmamasına karşın düşüşlerde alım mentalitesi, altın traderlarının, Fed toplantısı öncesi dolardaki düzeltmenin daha da süreceği beklentisi ile hareket ettiğini gösteriyor” dedi.
Fed politika yapıcıları, 12-13 Haziran’daki toplantıda faiz artırımına gidilmesini bekliyor.
Diğer değerli metallerden, Spt gümüş yüzde 0.3 değer kazanarak ons başına 16.5280 dolara çıkarken, palladyum yüzde 0.4 yükselişle ons başına 998.55 dolara ulaştı ve platin fazla değişmeyerek ons başına 901.75 dolarda kaldı.
Ata Yatırım Direktörü Cem Tözge Borsada satışın ana etkenlerinden birinin faiz artış beklentisi olduğunu söyledi.
Tözge “Zaten kısa vadeli faizler yaklaşık 100 baz puanlık ekstra faiz artışını fiyatlıyor. Yani şu anda %18’in üzerine gelen 2 yıllık tahvil faizi ve enflasyon verisi sonrası %15.5’lara gelen 10 yıllık tahvil faizi, önümüzdeki süreçte makro bozulma ve enflasyon beklentisinde bozulmayla Merkez Bankası’nın artırıma gideceği fiyatlamasını yapıyor.” dedi.
Tözge sözlerini şöyle sürdürdü; “Önümüzdeki süreçte faizlerin bir miktar daha yukarı gitme ihtimali fiyatlanıyor denebilir. Swap faizleri olsun, kısa vadeli tahvil faizleri olsun MB’den ekstra (100 baz puan) faiz artışına işaret etmekte. Anketler de 50 bp artışı işaret ediyor. Diğer yandan bazı ekonomistler üst bantta kompozisyon değişikliğine gidip fonlamayı %18’den yapabileceği ya da daha yukarı çekebileceği, sonra faiz artırabileceği görüşünde.”
Olağanüstü piyasa koşulları olduğunu söyleyen Tözge “TL varlıklarda bu fiyatlama belki de MB’nin üst bant ayarlamasından önce politika faizinde ayarlama beklentisini de artırdı. Bu da fiyatlamada net olarak görülmekte” değerlendirmesini yaptı.
“92-94 BİNE ÇEKİLME OLABİLİR”
Tözge endekste 98 bin seviyesinin teknik olarak önemli olduğunu, bu seviyenin aşağı yönlü kırılmasıyla stop loss satışlarının da devreye girmesiyle satışların sertleştiğini söyledi. Tözge “Şu anda 92 – 94 bin bölgesine çekilme olabilir.” diye konuştu.
BIST 100 Endeksi’nde günlük düşüş % 2.50’yi aşmış, endeks günün ilk yarısını 95.228,64 puandan tamamlamıştı.
Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi, günü yüzde 1,73 düşüşle 102.909,13 puandan tamamladı.
BIST 100 endeksi önceki kapanışa göre 1.816,61 puan azalırken, toplam işlem hacmi 7 milyar lira düzeyinde gerçekleşti. Bankacılık endeksi yüzde 2,93, holding endeksi de yüzde 1,30 değer kaybetti. Sektör endeksleri arasında tek kazandıran yüzde 0,81 ile elektrik, en çok gerileyen ise yüzde 14,64 ile finans kiralama, faktoring oldu.
Enflasyonun nisanda yüzde 1,87 ile beklentilerin üzerinde artması ve Döviz kurlarındaki sert yükselişin etkisiyle gün içinde 102.629,74 puana kadar gerileyen BIST 100 endeksi, 103.000 puanın altında dengelendi.
Dolar/TL , 4,2446 ile tüm zamanların en yüksek seviyesini görürken, avro/TL de 5,0780 seviyesine kadar yükseldi.
Analistler, yarın yurt içinde reel efektif döviz kuru, yurt dışında ise ABD’de tarım dışı istihdam ve Avro Bölgesi’nde perakende satış verilerinin takip edileceğini belirterek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 101.500 seviyelerinin destek, 106.300 puanın ise direnç konumunda olduğunu kaydetti.
Goldman Sachs analistleri, Türkiye’de Perşembe günü açıklanan enflasyon rakamlarının ardından rapor yayınladı.
Rapora göre, Goldman, Türkiye yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 10.5’ten yüzde 11’e yükseltti. Banka, ayrıca, Türkiye’de enflasyonun, liradaki değer kaybı sürerken ve petrol fiyatları artarken, yaz aylarının sonunda yüzde 12’nin üzerinde zirve yapmasını öngörüyor.
Raporda, bankanın 2018’in üçüncü çeyreğine kadar olan süreçte 75 baz puanlık başka faiz artışları gerçekleşmesine yönelik tahminlerine ilişkin risklerin ise, sağlam bir şekilde yukarı yöne eğilimli olduğu kaydedildi. Goldman, Türkiye ekonomisinin “aşırı ısınmakta olduğu” ve bunun da enflasyonel baskılara eklendiği görüşünde.
Öte yandan JPMorgan da yıl sonu TÜFE beklentisini yüzde 9.5’ten 10.8’e çıkardı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) sadeleşme olasığının yüksek olduğunu ve Haziran toplantısında 100 baz puan faiz artışı kararı alacağını aktardı.
Dolar/TL kuru, Çarşamba günkü işlemlerde TSİ 22:54’te 4.1874 ile 11 Nisan’daki tüm zamanların rekorundan (4.1934) bu yana en yüksek seviyesini görmüştü.
Perşembe gününe 4.1750’nin üzerinde başlayan kur erken saatlerdeki işlemlerde hafif gerileyerek 4.16’lı seviyelere indi.
Dolar/TL’de yeni rekor
Dolar/TL kuru, Perşembe günü açıklanan Türkiye Nisan ayı enflasyon verisinin etkisiyle 4.2296 ile tüm zamanların rekorunu kırdı. Daha sonra 4.20’lere gerileyen kur, akşam saatlerinde %1.5’nin üzerinde yükselerek rekor tazeledi ve 4.2446 seviyesine çıktı. Yükselişte beklentilerin üzerinde gelen ABD fabrika siparişleri de etkili oldu.
Lira böylece Arjantin pesosunun ardından en çok düşen gelişen ülke para birimi oldu.
ENFLASYON
Enflasyonun aylık bazda yüzde 1.50 gelmesi beklenirken yüzde 1.87, yıllı bazda yüzde 10.45 beklentiye karşın yüzde 10.85 seviyesinde gerçekleşmesi kurun yükselişinde etkili oldu.
ÜFE, aynı dönemde aylık yüzde 2.60 (beklenti yüzde 1.30), yıllık bazda ise yüzde 16.37 (beklenti yüzde 14.90) oldu. Çekirdek enflasyon ise yıllık yüzde 12.24 seviyesinde gerçekleşerek yüzde 11.53’lük beklentiyi geride bıraktı.
Dolar Perşembe günü, yatırımcıların dikkatlerini Fed’den uzaklaştırmaya başlayıp küresel ticaretin görünümüne çevirmeleri ile birlikte son dönemdeki kazançlarının bir kısmını geri verdi. ABD endeks vadeli kontratları kazancını geri verirken, Avrupa’da hisse senetleri Asya hisselerini takip ederek düştü.
ABD’nin 10 yıl vadeli tahvillerinin faizi , ABD’nin üst düzey yetkililerinin Beijing’de dış ticaret görüşmelerine katılmak için Çin’e ulaşmaları ile birlikte düştü ve dolar Ocak ayından bu yana en yüksek seviyelerinden geriledi. Euro, Avrupa’da enflasyonun Nisan ayında beklenmedik bir şekilde zayıflamasına karşın değer kazanırken, sterlin siyasi kargaşadan ve orta karar çıkan PMI verisinden fazla etkilenmeyerek hafifçe yükseldi.
Standard & Poor’s 500 (S&P 500), Dow Jones ve Nasdaq endeks vadeli kontratları, erken saatlerdeki yükselişlerin ardından geriledi. Avrupa hisse senetleri, dünkü rallinin ardından, telekom ve otomobil şirketlerinin öncülüğünde geri çekilde ve sektörlerin büyük kısmı kırmızı bölgedeydi. Asya’da, Hong Kong hisseleri, Çinli akıllı telefon üreticisi Xiaomi Corp.’un 2014’ten bu yana dünyanın en büyüğü olması beklenen ilk halka arzı (IPO) için başvurması ile birlikte diğerlerine göre daha kötü performans gösterdi.
ABD ve Çin arasında dış ticarete ilişkin görüşmeler devam ederken, her iki taraf da beklentileri düşürüyor. Çinli bir yetkili, Beijing’in ileri imalat sanayi programından vazgeçme ve dış ticaret açığını sabit miktarda düşürme konsunda anlaşmaya varma gibi ön koşulları kabul etmeyeceğini söyledi. Amerikalı temsilciler ise, daha önce yaptıkları açıklamada, ilerleme ihtimalinin düşük olduğunu ve tatminkar bir sonuç elde edemezlerse erken dönebileceklerini söyledi.
RiverFront Investment Group Başkanı Michael Jones, Bloomberg TV’ye yaptğı değerlendirmede, “Piyasanın dikkatini çevirdiği konular hakkında düşündüğünüzde –Çin ile potansiyel ticaret savaşı, Nafta’nın dağılması, artan faizler ve elbette büyümede potansiyel yavaşlama– sanırım üzerinde en fazla durulacak konu dış ticaret ve bu nedenle, piyasa bu konudaki en ufak haber kırıntısına bile çok sert tepki veriyor” şeklinde görüş bildirdi.
Yatırımcılar ayrıca son Fed toplantısının sonuçlarını da hazmediyor. ABD merkez bankası dünkü toplantısında gösterge faizleri beklendiği üzere değiştirmedi ve kademeli faiz artırımmları hızlandırma konusunda bir işaret vermeksizin, enflasyonun hedefe yakın olduğuınu kaydetti.
Diğer taraftan, Batı Teksas petrolü (WTI), traderların dikkatlerini ABD’nin İran’a olası yaptırımlara ilişkin endişelerden ziyade ABD’de artan ham petrol stoklarına çevirmesi ile birlikte düşmesinin ardından dalgalı bir seyir izledi. Türk Lirası dolar karşısında, enflasyon verisinin beklenenden kötü çıkmasından dolayı rekor seviyelere geriledi.
Bloomberg HT’deki Piyasa Hattı programına konuk olan Nomura Gelişen Piyasalar Ekonomisti İnan Demir enflasyondaki bozulma nedeniyle Merkez Bankası’nın daha kuvvetli bir politika tepkisi vermesi gerekebileceğini söyledi
Demir Nisan ayında tahminleri aşan enflasyon rakamlarına dair “manşet enflasyonda ciddi sürpriz gördük, çekirdek enflasyonda çok hızlı bir bozulma görüyoruz. Nisan’da aylık çekirdek enflasyon mayıs 2008’den beri en yüksek artışı kaydetti. Yıllık bazda da çekirdek enflasyon % 12.2’ye yükseldi.” dedi.
Fiyatlama davranışlarında ciddi bozulma olduğunu belirten Demir “Merkez Bankası’nın tepki vermesi gereken en önemli unsur budur. Merkez Bankası’nın şimdiye kadar verdiğinden daha kuvvetli bir politika tepkisi verme ihtiyacı hasıl olmuş durumda.” dedi.
Demir, TL’de değer kaybı trendi devam ederse haziran ayı toplantısına kadar bankanın sözel olarak alınabilecek kararlarla ilgili piyasalarda yönlendirme yapması gerektiğini belirtti.
Demir “Uzun süreli bir sessizlik dönemi hazirana kadar TL’deki değer kaybının derinleşmesine yol açabilir, o zaman haziranda verilmesi gereken politika tepkisinin boyutu daha da artacaktır” dedi.
TL’DEKİ NEGATİF AYRIŞMA
Seçim kararının ilk etapta TL varlıklar için kötü algılanmadığını kaydeden Demir, “ama son günlerde TL’ye yönelik algı bozulmaya başladı. Doların değer kazandığı bir konjonktür Türkiye için olumsuz. Enflasyonda hızlı yükseliş, fiyatlama davranışlarının hızla bozuluyor olması ve MB’nin tepkisinin yetersiz olarak değerlendirilmesi TL’de negatif ayrışmaya neden olan en önemli etken” yorumunu yaptı.