Kolay Para Kazanma Yolları ve Ekonomik bilgiler burada
Kolay kredi çekmek için kendinize bir çıkış yolu arıyorsanız yolun sonuna geldiniz demektir. Size çıkış yolu gösterecek harika bir site kuruldu. Bu site ile paranın ve ekonominin nabzını takip edebilirsiniz. Ek iş fikirleri bölümünde vaktinizi değerlendirebilirsiniz. Daha iyi bir hayat sürmek için artık tek iş masraflarınızı karşılamaya yetmez. Boş vaktinizi değerlendirmek ve para kazanmak için sizin aydınlatıcı sağlam bilgilere ihtiyacınız var. Ek iş sitemizi kullanmak için hemen Kolaykredi.info adresimize giriş yapın. Para kazanmak hiç bu kadar kolay olmamıştı. Siz de yeteneklerinizi keşfedip bu yetenekleri kullanarak para kazanmaya başlayın. Sitemizde sizi de görmek bizi mutlu edecektir.
Citigroup Inc.’e göre küresel hisse senetlerindeki rallide görülen yavaşlama, ters yönde sinyaller veriyor ve hisselerde daha fazla yükselişi destekleyebilir.
Aralarında Robert Buckland’ın da bulunduğu stratejistlerin Çarşamba günkü notunda küresel hisse senetlerindeki yüzde 20’lik yükselişin ardından yatırımcıların bu yıl net 230 milyar dolarlık hisse satışı yaptığı belirtildi.
Citi’nin notunda “Kasım’da gelişen piyasa hisse senedi fonlarına iki yıldan beri ilk kez giriş olacak. Eğer (girişler) devam ederlerse ralliye daha fazla ivme katabilir.” dendi.
Gelişmiş piyasa hisse senetlerinin yer aldığı MSCI Dünya Endeksi, büyük merkez bankalarının parasal teşviklerinin ABD – Çin ticaret savaşından kaynaklı endişeleri gölgede bırakacağı umuduyla, 2019’da yüzde 20 yükseldi.
Hisse fiyatları ve fon hareketleri arasında benzer bir ayrışmanın 2012 ve 2016’da da yaşandığı belirtilen notta, “Her iki durumda da çıkışlar girişe döndü, küresel hisseler takip eden 12 ayda bir yüzde 20 daha yükseldi.” ifadesine yer verildi.
2019 yılında dünyanın en büyük iki ekonomisi arasında yaşlanan ticaret gerilimi ve artan global riskler ile yaşanan yavaşlama eğilimine küresel merkez bankaları faiz indirimine giderek kalkan sağlamaya çalışmıştı. Yıl sonuna yaklaşırken bankaların para politikalarının gevşemeden duraksamaya geçtiği görülüyor.
Yeni Zelanda Merkez Bankası’nın (RBNZ) Çarşamba günü faiz indirim beklentilerine karşılık herhangi bir değişiklik yapılmaması yönündeki sürpriz hamlesi, Fed’in Ekim sonundaki toplantıda indirime gitmesinin ardından bir süre faiz değişikliğine gitmeyeceğini işaret etmesi ve Avustralya Merkez Bankası’nın (RBA) da geçtiğimiz hafta gösterge faizi sabit bırakması küresel merkez bankalarının gevşeme yönündeki para politikalarının duraklama dönemine girdiğini gösteriyor.
Bu merkez bankalarının tümü 2019 yılı içinde 75 baz puan faiz indiriminde bulunmuştu.
CNBC’de yer alan habere göre, ABD ve Çin ticaret savaşını noktalandırması beklenen anlaşmayı imzalamak konusunda engeller yaşıyorlar.
Konuya yakın kaynaklara dayandırılan habere göre, ABD tarifeleri geri çekmek karşılığında Çin’den fikri ve sınai mülkiyet hakları ve zorunlu teknoloji transferi konularında güçlü taahhütler bekleyerek kendini güvenceye almaya çalışıyor. Bir aydan daha kısa bir süre önce iki taraf da prensipte anlaşmaya varıldığını teyit etmiş olsalar da, görüşmelerin çıkmaza girmiş olduğu konusunda görüşler bulunuyor.
The Wall Street Journal’da yer alan bir habere göre, Çin’in potansiyel anlaşma için belirli bir miktarda tarımsal ürün alımı taahhüdü konusunda çekinceleri buluuyor. ABD Başkanı Donald Trump’ın iddiasına göre, Çin ile ticaret anlaşmasının ilk fazı kapsamında ABD’den 50 milyar dolarlık tarımsal ürün alımı konusunda uzlaşmaya varılmıştı.
Gao Feng: Ticaret savaşı tarifelerin geri çekilmesiyle bitmeli
Çin ticaret anlaşmasının birinci fazında ABD’nin tarifeleri geri çekmesine yönelik çağrılarını sürdürüyor.
Çin Ticaret Bakanı Gao Feng, haftalık basın toplantısında “ Ticaret savaşı ek gümrük vergileriyle başlamıştı ve onların kaldırılmasıyla sonlanmalı. Bu, iki tarafın uzlaşmaya varması için önemli bir koşul” dedi.
Gao tarifelerin oranının birinci faz anlaşma üzerinde doğrudan etkili olacağını vurgulayarak, temsilcilerin bu konu üzerinde yoğun görüşmeler halinde olduklarını belirtti.
Yurt dışında yerleşik kişiler, 8 Kasım haftasında 61,2 milyon dolarlık hisse senedi aldı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından haftalık menkul kıymet istatistikleri yayımlandı.
Buna göre, yurt dışında yerleşik kişiler, 8 Kasım haftasında net 61,2 milyon dolarlık hisse senedi alırken, 113,2 milyon dolarlık Devlet İç Borçlanma Senedi ve 6 milyon dolarlık Şirket Borçlanma Senetleri (ŞBS) sattı.
Yurt dışında yerleşik kişilerin 1 Kasım ile biten haftada 29 milyar 18,5 milyon dolar olan hisse senedi stoku, geçen hafta 30 milyar 418,7 milyon dolara yükseldi. Geçen hafta yurt dışında yerleşik kişilerin DİBS stoku, 15 milyar 698,2 milyon dolardan 15 milyar 665,7 milyon dolara geriledi.
Söz konusu dönemde yurt dışı yerleşik kişilerin ŞBS stokları ise 6 milyon dolarlık satışla 389,8 milyon dolardan 383,8 milyon dolara indi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) toplam rezervleri, geçen hafta 3 milyar 241 milyon dolar azalarak 102 milyar 36 milyon dolara düştü.
TCMB tarafından Haftalık Para ve Banka İstatistikleri yayımlandı.
Buna göre, 8 Kasım’da Merkez Bankası brüt Döviz rezervleri, 2 milyar 844 milyon dolar azalışla 75 milyar 430 milyon dolar olarak gerçekleşti. Brüt döviz rezervleri, 1 Kasım’da 78 milyar 274 milyon dolar seviyesindeydi.
Söz konusu dönemde altın rezervleri, 397 milyon dolar azalışla 27 milyar 3 milyon dolardan 26 milyar 606 milyon dolara indi.
Böylece Merkez Bankasının toplam rezervleri, geçen hafta bir önceki haftaya kıyasla 3 milyar 241 milyon dolar azalarak 105 milyar 277 milyon dolardan 102 milyar 36 milyon dolara geriledi.
Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s “Küresel Makro Görünüm 2020-2021” adlı raporunda küresel ekonominin gelecek 2 yıl zayıf seyretmeye devam edeceğini ancak resesyon beklemediklerini açıkladı.
“Şu an ekonomilerdeki düşük büyüme, düşük enflasyon ve sınırlı politika alanı küresel ekonomiyi risklere karşı daha kırılgan hale getiriyor” ifadeleri kullanıldı. Kurum, G20 ekonomileri için 2020’de yıllık % 2.6 büyüme beklentilerini koruduğunu, ABD ve Çin ekonomilerinde 2020’de yavaşlamanın devam edeceğini öngördü.
2020 ve 2021’de gelişmekte olan ülke ekonomilerinin stabilize olacağını veya toparlanacağını belirten Moody’s, ticaret savaşlarının artmasının ekonomiler için en büyük riski oluşturduğuna vurgu yaptı.
TÜRKİYE’DE TOPARLANMA BEKLENENDEN GÜÇLÜ
Türk ekonomisindeki toparlanmanın beklentilerinden daha güçlü olduğunu belirten Moody’s Türkiye büyüme tahminlerini yukarı yönlü revize etti. Ancak ABD’nin yaptırım tehdidinin büyüme karşısında risk oluşturduğu ifade edildi. Açıklamada “Türkiye’nin büyüme ivmesi büyüme dostu mali politika nedeniyle beklediğimizden daha hızlı iyileşiyor, 2019 yılı büyüme beklentimizi % 0.2’ye, 2020 ve 2021 beklentilerimizi % 3’e yukarı yönde revize ettik” ifadelerine yer verildi.
Ancak dış finansman ihtiyacı ve dolarizasyonun negatif olduğunu belirten kurum enflasyondaki gerilemenin ise Merkez Bankası’na faiz indirimi için alan açmaya devam ettiğini belirtti. Agresif faiz indiriminin toparlanmaya risk oluşturduğu belirtilerek “Yeni Ekonomi Programı’nda 2020 – 2022 arasında % 5’lik agresif büyüme hedefi belirlendi, bu hedef bizim beklentimizin çok üzerinde. Büyümenin bu hedefe çıkması ekonomide aşırı ısınmaya, cari açığın artmasına, enflasyonda yukarı yönlü baskıya neden olabilir” dendi.
Raporda ayrıca Türkiye’nin jeopolitik risklerle ve ABD’den yaptırım riskiyle karşı karşıya olduğu da ifade edildi.
Almanya Maliye Bakanı Olaf Scholz, ülkenin üçüncü çeyrekte teknik resesyona girmekten kurtulmasının ardından, Almanya ekonomisinin yavaş bir şekilde büyüdüğünü, ancak krizde olmadığını ve ilave harcamalardan gelecek bir desteğe ihtiyaç duymadığını kaydetti.
Schols, Berlin’de Bloomberg News’un düzenlediği bir etkinlikte yaptığı değerlendirmede, “İhtiyaç duyulduğunda bir şey yapacak gücümüzün olduğunu bilmek iyi. Ancak kriz olmadığını da bilmek iyi,” dedi ve “Avrupa’nın en büyük ekonomisinin ticaret gerilimine karşın gücünü gösterdiğini sözlerine ekledi.
Almanya ekonomisi yılın üçüncü çeyreğinde beklenenin aksine sürpriz bir şekilde yüzde 0.1 büyüme göstererek yaklaşık yedi yıl sonra ilk resesyonuna girmekten kılpayı kurtuldu. Ancak büyüme, ticaret alanındaki anlaşmazlıklar, zayıf küresel büyüme ve otomobil endüstrisindeki kargaşanın ihracata bağımlı imalat sanayii üzerinde baskı oluşturmasından dolayı yıllık bazda bir sene önceki seviyesi olan yüzde 2.5’ten yüzde 0.5 seviyesine yavaşladı.
Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi, günü yüzde 1 değer kaybıyla 103.780,58 puandan tamamladı.
BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 1.047,60 puan azalırken, toplam işlem hacmi 10,5 milyar lira olarak gerçekleşti. Bankacılık endeksi yüzde 1,72, holding endeksi yüzde 0,45 değer kaybetti. Sektör endeksleri arasında en fazla kazandıran yüzde 1,65 ile finansal,kiralama, faktoring en çok gerileyen ise yüzde 1,90 ile ticaret oldu.
Analistler, yarın yurt içinde iş gücü istatistikleri, beklenti anketi ve özel sektörün yurt dışından sağladığı kredi borcu, yurt dışında ise ABD’de sanayi üretimi, Avro Bölgesinde enflasyon başta olmak üzere veri gündeminin takip edileceğini belirterek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 102.500 seviyesinin destek, 105.000-105.500 bandının direnç bölgesi olarak öne çıktığını kaydetti.