Eski Fed Başkanı Alan Greenspan, tahvil piyasasındaki yükselişin süresiz olarak yükselişini sürüdüremeyeceğini ve tarihi verilere bakılırsa uzun vadeli tahvil faizlerinin yükselmek zorunda olduğunu ifade etti.
Bloomberg Television’daki konuşmasında “Bu tip bir tahvil piyasasını fiyat/kazanç rasyosuna göre değerlendirmek isterim” diyen Greenspan, “eğer bu bir hisse senedi piyasası olsaydı, insanlar kaçarak saklanırdı” şeklinde görüş bildirdi.
Eski Fed Başkanı, bu durumun piyasada sürdürülemez bir spekülatif unsur bulunduğunu gösterdiğini ifade etti. Greenspan, 5 yıl vadeli hazine tahvillerinin sonsuza dek bu seviyelerde kalamayacağını belirtti.
Tahvil piyasanın yüzlerce yıldır “önemli ölçüde istikrarlı” olduğunun altını çizen Greenspan, “Bence, uzun vadeli tahvil faizlerinin yükselmesi sadece zaman meselesi” dedi.
Greenspan, enflasyonun işgücü maliyetlerinin fiyatlara yansımasıyla birlikte enflasyonun yükselişe geçmesini bekliyor. Greenspan, fiyatların, işgücü maliyetleri beraberinde yükselmemesinin sebebi olarak azalan kar marjlarına dikkat çekti. Greenspan, “Birim başına düşen işgücü maliyetleri yükselmeye devam ederse, ozaman fiyatlarda gerçekten bir miktar yukarı yönlü baskı görülmeye başlanır” dedi.
“Üst bantta 50 baz puan daha indirim yapılmasını bekliyoruz”
DenizBank Özel Bankacılık Sermaye Piyasası Araçları Yönetmeni Orkun Gödek de “Eylül ayı ile Türk para politikasının yönetiminde yeni bir süreç başlamış oldu. Buna göre ‘sıkı’ para politikası duruşundan ‘temkinli’ para politikası duruşuna geçiş yapıldı.” dedi.
PPK metninde dikkati çeken bir diğer önemli hususun, ekonomik büyümenin kaybettiği ivmeye atıfta bulunulması olduğunu aktaran Gödek, şu değerlendirmeleri yaptı:
“Para politikası uygulamalarında faiz oranları üzerinden hamle yapılması sürecinin limitlerine yaklaşıldığı düşüncesindeyiz. Gelecek dönem içerisinde gerek lügat değişikliğinin PPK metnine girmesi, gerekse de sadeleşme olarak tanımlanan sürecin sonuna gelindiğini düşünmemizle birlikte, faiz koridorunun üst bandında 50 baz puan daha indirim yapılmasını, yeni koridor şekillenmesinin yüzde 7,25 – yüzde 7,50 – yüzde 7,75 olarak belirlenmesini bekliyoruz. Ayrıca, iç tüketimin canlandırılması ve likiditeye erişim maliyetinin düşürülmesi çabalarının ön plana çıkmasını, bu kapsamda ise zorunlu karşılık oranlarında başlatılan indirimlerin 200 baz puana ulaşmasını öngörüyoruz.”
“TCMB enflasyonu göz ardı ederek büyümeye odaklanacak”
Işık FX Başanalisti Gizmen Nalbantlı ise PPK karar metninde, iktisadi faaliyetteki ivme kaybına işaret edildiğine değinerek, “15 Temmuz sonrası ekonomik aktivitenin yavaşlamasının, Merkez Bankası’nın önceliği olduğunu anlıyoruz. Bu cümle dışında dikkat çeken diğer bir nokta ise enflasyonda gıda kaynaklı bir düşüş beklenmesi. Bu da eylül ayı enflasyonunda bir düşüş olabileceğini gösteriyor.” diye konuştu.
Yapısal reform vurgusunun PPK toplantısında önemli yer tuttuğuna işaret eden Nalbantlı, alınan tedbirlerle son çeyrekten itibaren iç talepte toparlanma eğiliminin başlamasının beklendiği, ayrıca yapılan reformların büyüme potansiyelini artıracağının değerlendirildiğini anlattı.
Nalbantlı, şöyle devam etti:
“Merkez Bankası’nın hükümetin destekleyici politikasına destek vereceğini anlıyoruz. Para politikasında ‘sıkı duruş’ ifadesinin ‘temkinli duruş’ olarak değiştirilmesinden de gevşeme adımlarının devam edeceği anlaşılıyor. Sonraki toplantılardaki kararlarda Merkez Bankası enflasyonu göz ardı ederek büyümeye odaklanacak. Sonraki toplantılarda 25 baz puanlık indirimlere devam edeceğini düşünüyorum. Bunun yanında zorunlu karşılıklarda indirim de devam edebilir. Ağırlıklı fonlama maliyeti yüzde 7,84’e kadar gerilemiş durumda. Üst bantta yapılacak indirimlerle koridor daraltılıp politika faizi yüzde 7,50’de sadeleştirme adımları sona erebilir.”
“TCMB sadeleşmeye devam edecek gibi görünüyor”
Destek Yatırım Araştırma Müdür Yardımcısı Adnan Çekcen, ABD Merkez Bankasının (Fed) piyasalarda yarattığı iyimser havanın gelişmekte olan ülke piyasalarına olumlu yansıdığını belirterek, “TCMB de bu aralıktan faydalanarak sadeleşme adımlarını sürdürdü ve faiz koridorunu 100 baz puana kadar indirdi.” dedi.
TCMB’nin toplantı notunda önceki değerlendirmelerinden biraz daha farklı ifadelere yer verdiğini vurgulayan Çekcen, son dönemde yurt içinde olumsuz gelen makro göstergelere ve iktisadi faaliyetlerin ivme kaybettiğine işaret edildiğini anımsattı.
Çekcen, buna rağmen alınan destekleyici teşvik ve tedbirlerle TCMB’nin son çeyrekten itibaren iç talepte toparlanma beklediğini ifade ederek, şunları söyledi:
“Genel olarak bakıldığında hem küresel piyasalardaki Fed iyimserliği hem de enflasyon tarafındaki düşüş beklentisinden dolayı TCMB sadeleşmeye devam edecek gibi görünüyor. Simetrik faiz koridoru hedefinden kaynaklı tek faiz politikasına kadar indirimler devam edebilir. Toplantı notunda belirli noktalara dikkat çekilse de piyasa beklentilerine paralel bir karar alındığını görüyoruz. Beklentilerin karşılanmasından dolayı TL varlıklarında sert bir tepki söz konusu değil. Fed iyimserliğinden kaynaklı geri çekilen dolar/TL halen 2,9640 direnci altında fiyatlanıyor. Bu seviye altında kaldığı sürece geri çekilmelerde devam edebilir ve 2,93-2.9140 destek noktaları gündeme gelebilir. BIST 100 tarafında ise 79.300 direnci aşılırsa endekste 80.000 denemesi görme olasılığımız yüksek.”
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) eylül ayı karar metninde, para politikası duruşuna ilişkin “sıkı” ifadesinin “temkinli” olarak değiştirilmesi yeni bir dönemin başlangıcına işaret ederken, ekonomistler bu durumu parasal gevşemenin devamı olarak değerlendiriyor.
PPK, mart ayından bu yana yaptığı seri faiz indirimlerine devam etti. Kurul’un faiz koridoru üst bandını 7 ayda 250 baz puan azaltarak yüzde 8,25’e çekmesiyle faiz koridoru genişliği de 100 baz puana indi. Böylece tarihin en dar faiz koridoru görüldü.
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi, PPK metninde faiz indirim sürecinin bitimine ilişkin yine bir sinyal verilmediğini belirterek, bu nedenle bugünkü indirimin son olacağının söylenemeyeceğini vurguladı.
Para politikasında “sıkı duruş” vurgusunun, “temkinli duruş” olarak değiştirildiğine dikkati çeken Bürümcekçi, böylece parasal gevşemenin resmileştirildiğini kaydetti.
Bürümcekçi, PPK metninde likidite politikasındaki duruştan uzun süreden beri ilk kez bahsedilmediğine de işaret ederek, “Likidite duruşu bir süredir TL zorunlu karşılık ihtiyacı azaltılarak rahatlatılmıştı. Ayrıca, artık politika faizi ile üst bant arasında pek fark kalmadığından bu duruşun bir işlevi kalmadı.” dedi.
Kurulun büyüme görünümüne ilişkin ilişkin değerlendirmelerinin de aşağı yönde değiştiğini ve kısa vadede enflasyonda düşüş öngörüldüğünü aktararak, şunları ifade etti:
“Son dönemde açıklanan verilerin ve yılın üçüncü çeyreğine dair göstergelerin iktisadi faaliyetin ivme kaybettiğine işaret ettiği belirtilirken, mevcut durumda genel finansal koşulların sıkı olduğu değerlendirilmesinde bulunularak, zorunlu karşılıklarda da indirimin devam edeceği sinyali verilmiş oldu. Büyüme kaygısı enflasyonu bir kere daha yendi, tüm araçlar gevşeme yönünde kullanılacak. TCMB’nin sadeleşme sürecinin makul bir zaman diliminde sonuçlandırılması mesajı da net bir tarih verilmediğinden, üst bant indirimlerine bir süre daha devam etmeyi dışlamamaktadır. TCMB bir yandan parasal durum ve likidite için sıkı duruş mesajı veriyor ancak uygulamada söz konusu alanlardaki koşulları gevşetiyor, makro ihtiyati gevşeme de buna eşlik ediyor. Büyüme ve işsizlik oranlarındaki görünüm bu eğilimin daha da güçlenmesini getirebilir.”
ABD’de 2. el konut satışları Ağustos’ta beklenmedik şekilde 6 ayın en düşük seviyesine geriledi. 2. el konut satışları artış beklentisine karşılık %0.9 düştü. Beklenti: %1.1 artıştı.
Ana hatlar
– Kontrat satışları yüzde 0.9 gerileyerek yıllık 5.33 milyona düştü. Beklenti 5.45 milyon seviyesindeydi.
– Satışlar mevsimsel düzeltmeler öncesinde Ağustos 2015’e göre yüzde 7.3 geriledi.
– 2. el konutlarda ortalama fiyat bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5.1 yükselerek 240 bin 200 dolara ulaştı.
– Mevcut konut stoğu bir önceki yıla göre yüzde 10.1 düşerek 2.04 milyona ulaştı. Bu aynı zamanda Mart’tan bu yana en düşük seviye oldu.
Büyük resim
Verilere göre, mevcut konut sayısındaki eksiklik konut piyasasını etkilemeyi sürdürüyor. Konut stoğu Ağustos’ta yıllık bazda 15. ayda da düşüşünü sürdürdü. Satın alımlarda geçtiğimiz ay yaşanan hafiflemenin ardından dahi, istihdamdaki artış ve rekor düşük seviyelerdeki borçlanma maliyetlerine bağlı olarak tekrar satış piyasasının bu yıl artması bekleniyor. Ücret artışındaki hızlanmanın yanında ilanlardaki artış ve giriş seviyesi konut inşaatlarındaki yükseliş konut piyasasındaki toparlanmaya katkıda bulunabilir.
Ekonomistlerin düşünceleri
Washington’da Realtors group baş ekonomisti Lawrence Yun, “ekonominin geneli istihdam yaratmaya devam ederken 2. el konut satışlarında yaşanan yavaşlama şaşırtıcı” dedi. Yun, “Stok verisi konut piyasasındaki toparlanmada eksik olan ana faktör.” yorumunda bulunurken, stok sayısında müteahhitlerin de yardımıyla artış yaşanması durumunda, konut piyasasında toparlanmanın devam edebileceğini söyledi.
JPMorgan, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) gelecek ay gecelik borç verme faizini 25 baz ğua düşürebileceğini kaydetti.
JPMorgan ekonomisti Yarkın Cebeci, e-posta notunda, politika yapıcıların gelecek ay geceli borç verme faizini 25 baz puan indirmesini beklediğini beirtti.
Cebeci, TCMB’nin gelecek ay faiz koridorunun tavanını 25 baz puanlık idirerek politika sadeleştirmesini tamamlaması beklediğini kaydetti.
Sterlin, Fed’in para politikasında mevcut durumu koruması ve 2016 yılı sonrasında gerçekleştirilecek faiz artırımlarına ilişkin tahminini azaltması ardından, Perşembe günü yükselişini ikinci güne taşıdı.
İngiliz Sterlini, dolar karşısında Çarşamba günü gördüğü beş günün dip seviyesinden tırmandı. Federal Açık Piyasa Komitesi’nin (FOMC), 2016 yılında hala faiz artırımı ihtimali bulunduğunu işaret etmesine karşın, Çarşamba günü faiz değişikliğine gitmedi ve 2017 yılına ilişkin faiz artırımı tahminini 3’ten 2’ye indirdi. İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılmasına ilişkin görüşmelerin belirsizliğini korumasıyla birlikte sterlin, Eylül ayında G-10 paraları arasında en kötü performansı gösteren para birimi konumunda bulunuyor.
Londra’da Bank of Tokyo-Mitsubishi UFJ Ltd. döviz stratejisti Lee Hardman, “Fed’in Çarşamba günü faizleri indirmemesinden kaynaklanan bir miktar rahatlama olduğu açık. Öyle görünüyor ki faiz artırımı kararı verilebilirdi ve yıl sonuna kadar faiz artırımına yaklaşıyorlar. Genel durum, dolar için kısa vadede ılımlı bir güvercin duruşu işaret ediyor.
Sterlin, Çarşamba günü 16 Ağustos’tan bu yana en düşük olan 1.2946’ya gerilemesini ardından, Perşembe günü TSİ 12:00’de yüzde 0.38 artıda 1.3083 seviyesinden işlem gördü.
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Nail Olpak, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) parasal sadeleşme yönünde attığı adımları Eylül 2016 döneminde de sürdürmesinin, Türkiye ekonomisi adına oldukça umut verici bir gelişme olduğunu bildirdi.
Olpak, Merkez Bankasının faiz koridorunun üst bandını yüzde 8,50’den yüzde 8,25’e düşürmesine ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, TCMB’nin açıkladığı faiz kararlarıyla piyasalarda meydana gelen pozitif havanın korunacağını, bunların ekonomi adına memnuniyet verici gelişmeler olduğunu ifade etti.
Başbakan Binali Yıldırım’ın açıkladığı kredi kartlarıyla ilgili düzenlemenin de ekonomik aktiviteye olumlu tesir edeceğini belirten Olpak, ağustos ayına ilişkin tüketici fiyatlarının aylık ve yıllık bazda gerilemesinin, TCMB’nin geçen 6 ay süresince kararlılıkla sürdürdüğü faiz indirimi politikasını eylül ayında da devam ettirmesi gerektiğinin sinyalini verdiğini kaydetti.
Olpak, “TCMB’nin parasal sadeleşme yönünde attığı adımları Eylül 2016 döneminde de sürdürmesi, Türkiye ekonomisi adına oldukça umut verici bir gelişme olmuştur. TCMB’nin aldığı bu kararla birlikte iç piyasanın ivme kazanacağını ve böylece Fed’in faiz artırımını ileri bir tarihe ertelemesiyle piyasalarda meydana gelen pozitif havanın korunacağını düşünüyoruz.” ifadelerini kullandı.
Fed’in dünkü faiz kararı öncesinde 2,97 seviyesinde bulunan dolar kurunun, Fed kararı sonrasında 2,94’e kadar gerilediğini belirten Olpak, Fed’in faiz artırımına gitmesi beklenen aralık ayına kadar kurdaki bu olumlu görünümün sürmesini beklediklerini kaydetti.
Olpak, “TCMB’nin faiz indirimleri, bankaların fonlama masrafını düşürerek mevcut faiz oranlarına yatırımcı lehine ivedi bir şekilde yansımalıdır. Özel sektör yatırımlarına yönelik engellerin başında gelen bankalar tarafından kullandırılan kredilerin yüksek maliyetleri yatırım iştahını artıracak düzeyde düşmelidir.” görüşünü dile getirdi.
Olpak, tüketici kredilerinde vade sınırının 36 aydan 48 aya çıkarılmasının iç talepteki canlanmayı destekleyeceğini, böylece son birkaç çeyrektir ekonomik büyümenin lokomotofi olan iç talepteki yükselişin, Türkiye ekonomisinin pozitif büyüme sürecine olan katkısını artıracağını kaydetti.